EĞİTİM SİSTEMİ ÇÖKÜYOR

Erhan İzgi Profil Resmi
Erhan İzgi

Eğitime 40 yılını vermiş biri olarak yaşadıklarımı ve şu an gördüklerimi değerlendirdiğimde, eğitim sistemimizin çöktüğünü söyleyebilirim. Aynı siyasi iktidarın sık sık milli eğitim bakanlarını değiştirmesinin tek bir amacı olabilir. O da hükümetin kendi dünya görüşüne uygun eğitim politikalarını bakanlar yardımıyla uygulamaya sokmasıdır. Her eğitim bakanına verilen bir görev var. Aldığı görevi yerine getirmek ve yıpranınca da görevden ayrılmak.

Milli eğitimin ülke gerçeklerine ve gelişen dünya koşullarına uygun olduğunu söylemek mümkün değil. Okul, öğretmen ve öğrenci konusunda hiçbir planlamaya gidilmeden günü birlik politikalar uygulanarak eğitim bir açmaza sokulmuştur. Eğitimde fırsat eşitliği rafa kaldırılmış, bölgeler arası dengesizlik almış başını gitmiş, çağın gerisinde birey yetiştirmek isteyen bir anlayış hâlâ egemenliğini sürdürmekte siyasi iktidar hâlâ içi boş laflar etmektedir.  Eğitimin kalitesi nasıl yükseltilir? Bu konuda kafa yorulmuyor. Sınav sistemi ve tatiller gündeme getiriliyor. Çok yazık!

Bakkal dükkânı açar gibi üniversiteler açılmış, buralarda yüzbinlerce diplomalı işsiz yetiştirilmiştir. Sadece işletme ve iktisat fakültesi mezunu 350 bin genç işsiz dolaşmakta, yüz binlerce öğretmen iş beklemekte, maden mühendisleri, ziraat mühendisleri iş bulurum umuduyla koşturmaktadır.

Okullarımızda uygulanan ezberci eğitim kişiyi hayattan alabildiğine koparmakta; düşünemeyen, sorgulamayan bir varlık konumuna getirmektedir. 4+4+4 sistemiyle ne olduğu ve ne olacağı kestirilemeyen bir ucube uygulamaya konulmakta ve serbest kıyafet uygulamasıyla yapılan işin üstüne tüy dikilmektedir. Vatandaşların imam okullarına çocuklarını göndermek istememesine karşın zorla okullar imam okuluna çevrilerek bu okullara öğrenci gönderilmesi zorlanmaktadır. Dinsel eğitim öne çıkarılarak çağdaş eğitim, Atatürk ve laiklik geri plana itilmektedir. Etkili ve yetkili kişiler çocuklarını yurtdışında en iyi okullarda, üniversitelerde eğitim aldırmakta…

Eğitimde kaliteden eser kalmamış. Uluslararası yarışmalarda Türkiye fen ve matematikten 50 ülke arasında ancak 49’uncu olabilmiştir. Bu da eğitimde yaşama dönük bilgilerin verilmediğini, matematik ve fen bilimlerinin önemsenmediğini göstermiyor mu? İlköğretim ve ortaöğretim de uygulanan eğitimin kalitesi içler acısıdır. Bir yetkili çıkıp da eğitimde iyi bir düzeydeyiz diyemez. Dini eğitimle uygarlığa ulaşmak mümkün değildir. Çağdaş uluslar gibi ilerlemek, gelişmek istiyorsak fen bilimlerine ve bilimsel eğitime ağırlık vermek zorundayız.

YGS sonuçları açıklanınca şaşkınlığımı gizleyemedim.  Bu sınavlarda 8 500 öğrenci sıfır puan alıyor. 840 bin öğrenci 5 matematik sorusu çözememiş. 1 milyon 303 bin öğrenci 5 fen sorusu bile yapamamış. Bu tabloyu karşımıza alıp olumluya doğru nasıl değiştirebiliriz? Bu konuda kafa yormamız gerekmiyor mu?  İşin ilginç yanı fen testlerinde adayların net ortalaması her yıl daha aşağılara inmiştir. 2011’de ortalama 4.1 iken bu yıl ortalama 3.5 düşmüştür. Biz hâlâ din dersini zorunlu matematik ve fizik gibi dersleri seçmeli yapmaya devam edelim.

Fen ve matematik alanında durum böylede Türkçe ve sosyal bölümde çok mu farklı? Çocuklarımıza ilkokulda adam gibi eğitim verebilsek sonuç bu mu olurdu? Örneğin Türkçe dersinde dinlediğini, okuduğunu anlamak; anladığını yazı ve sözle anlatma becerisi kazandırabilseydik durum çok farklı olurdu. Okuyoruz; ama ne yazık ki okuduğumuzu anlamıyoruz. Sadece çocuklar değil biz büyüklerde aynı durumdayız. Küçükler bizim bir kopyamız değil mi? O zaman onlara değil kendimize kızalım.



Diğer Yazıları