Hafta sonu Kumla izlenimleri

Kadri Güler Profil Resmi
Kadri Güler

İki haftadır hafta sonlarını Kumla daki yazlığımızda geçiriyoruz.
Betonlaştırılarak nüfusu büyük ölçüde arttırılan Küçük Kumla sahilinde, yaz ayları kaç bin kişinin yaşadığı belli değil.
Ancak, 50 bin kişinin üzerinde yazlıkçının bulunduğunu düşünüyorum. 
Bu sayı  kullanılan konut sayısıyla da aşağı yukarı belli olabilir.
Sıcakların iyice arttığı, insanlarının serinlemek için havuzlara veya denizlere girme ihtiyacı doğduğu günleri yaşıyoruz.
Kumla ise yükünü tam olarak almış.
Sabahları erken kalkıp salihde tur atmak çok hoşuna gidiyor.

Cumartesi sabahı iskeleden Büyük Kumla yakınlarına kadar yürüdüm. Bu sırada birçok fotoğraf çektim.
Kumla sabahları çok güzel oluyor.
Deniz çarşaf gibi. Tık yok.. botların çapalanarak kıyılara bağlanmasının ortaya koyduğu panoromik görüntü tam fotoğraflık.
Erken kalkanlar ellerinde havluları ile denize doğru gidip sabahın ilk ışıklarında serin suların tadını çıkarmaları görülmeye değer.
En çok iskele mıntıkasında bulunan börekçiler dikkatimi çeker. Mahkeme Fırınının önünde her zaman kuyruk oluyor.
Çay bahçeleri boşta olsan bisikletleriyle gezenler, yürüyüşe çıkanlar sabahın mahmurluğunda başka bir güzellik katıyor çevreye.
BESAŞ Kumla bayiinin önünden geçerken uzun kuyruğu görünce şaşırdım. Önce bu kuyruğun ne kuyruğu olduğunu anlamadım. Ancak torbalarında ekmeklerle gelenleri görünce vatandaşın ucuz ve kaliteli ekmek için kuyruğa girmesi bana tuhaf geldi. Bu da bir bakıma ekonominin geldiği noktayı gösteriyor .
Kumla esnaf geceleri işyerlerini geç kapatıp, sabahın ışınlarıyla da yeni güne başlarlar. Tezgahlar toparlanır, kapı önüne çıkarılacak ürünler çıkmadan önce temizlik yapılır ve güne bismillah diye başlarlar.
Kumsalda dikkatimi çeken küçük çadırlar oldu.
Gençler oteli olmayacak kadar az olan Kumla ya geldiklerinde kolayını bulmuşlar.
Sırtlarına getirdikleri mini çadırları geç saatler de sahilde kumsala kurup, geceyi orada geçiriyorlar. Sabahın belli bir saatinde ise çadırlarından çıkıp kahvaltılarını yaptıktan sonra, çadırlarını toplayarak güne başlıyorlar.
Pazar günü biraz geç kalanların çadırlarını zabıta memurlarının toplamalarını istemeleri dikkatimi çekti.
Yunuslar çevresindeki ağaçların gölgesi Kumla sahilinde en revanç olan merkezlerden biri.
Buradan geçerken eski Ticaret Borsası Başka nı İlhan Acar seslendi. 
Bir süre oturup sohbet ettik.
Birer çay yudumlarken İlhan’ın Kumla’nın havasına bayıldığı sözlerine ben de eklemeler yaptım.
Bu arada Kumla Kalkınma Kooperatifine ait büfenin çay ocağı olarak işletilmesini yadırgadım. Kooperatif Kumla’nın zeytinini, sabununu, ev tar hanasını, zeytin yağını, reçellerini neden burada satmaz, anlamak mümkün değil. 
Bu mudur kooperatifçilik.
Gençlik yıllarında Kumla daha betonlaşmadan önce bir yıl çadır yeri kiraya veren bir işletme açmıştık. Bir de restorantı vardı çadır yeri kira ladığımız yerin. Meyva sebzede satıyorduk.
Geç yatmamıza karşın, sabahları erken saatlerinde kıyılara yanaşan balıkçıların sesleriyle uyanır, güne merhaba derdik.
Kumla’nın tepelerinde bulunan Haydariye dağlarından gelen bol oksijen, Kumla’yı daha yaşanır çok beğenilen bir yer yapıyor.
Bende Kumla da erken kalkanlardanım.
Bir şikayetim çok erken saatlerde sokak köpekleri ve martıların sesleri.. 
Köpekler sabaha kadar havlıyorlar. 
Buna bir çare bulunmalı.
 



Diğer Yazıları