ORTAKENT YAHŞİ GEZİSİ

Ürer Konak

Uzun süren pandemi nedeniyle yardımsever gönüllülerimiz ve bizler çok sıkılmıştık. İstekler üzerine, düşünceler de alınarak Bodrum’a gidilmesi kararlaştırıldı. Hem gezilecek, hem de dinlenilecekti. Anadolu Çağdaş Eğitim Vakfı (ANAÇEV) Gemlik Şubesi olarak gerekli bağlantılar yapıldı. Bodrum-Ortakent Yahşi’de bir haftalık deniz ve kültür gezisi yapılması kararlaştırıldı. 45 kişilik bir kafileyle 16 Eylül günü saat 01.oo de yola çıkıldı.

Güzel bir yolculuk başladı. Susurluk’ta ünlü YASA Tesislerinde mola verildi. Ünlü tost ve ayranlarıyla kısa bir kahvaltı yapıldı… Sonrasında ver elini BAFA Göl’ü kıyısı… Bafa, BÜYÜK MENDERES ırmağının getirdiği alüvyonlar sonucu bir körfezin önünün kapatılması sonucu oluşmuş bir göl. Ege Bölgemizin en büyük gölü. Suları tuzlu… Bu yüzden gölde deniz balıkları yaşıyor. Deniz çipurası, deniz levreği… gibi. Çok güzel ve çevresinde tarihsel kalıntılar bulunmakta.. Ancak gezemedik, çünkü otelimize giriş saatimiz yaklaşmıştı. Serin, tatlı tatlı esen bir meltemin eşliğinde “serpme kahvaltı”mızı yaparak yola çıktık. Milas üzerinden Bodrum’a saat 14.oo sıralarında ulaştık.

Milas ilçemiz ve çevresi zeytinlikler çoğunlukta. Dağlar, taşlar zeytin ağaçlarıyla kaplı. Ancak Gemlik’imizdeki gibi bakım yok… Doğal hallerinde çoğu… Zeytinleri de ufak. Otelde verilen zeytinlerde Milas zeytini idi. Ahçıbaşı “Sizin Gemlik zeytini gibi güzel değildir tabi” diyerek bizim zeytinlerimizi övdü daha sonra yaptığımız kahvaltılar sırasında.

Otelimiz Bodrum’un Ortakent Yahşi beldesinde. Bodrum merkezine 15-20 km uzakta. Önceleri burada Ortakent ve Yahşi adlarında iki ayrı köy bulunuyormuş. 1999 yılında iki köy birleşerek belde olmuşlar… Bitez’den sonra en uzun sahile sahip. Bodrum’un güne yine düşmekte. Koyu dalgasız ve sakin. Otelimiz denizin hemen kıyısında… Arada araçların giremediği bir yürüyüş yolu bulunmakta, sonra da kumsalı başlıyor. Yemyeşil ağaçlar, palmiyeler, begonviller arasında iki katlı bir otel… Plajının karşısında bizim KİLİMLİ dediğimiz Yunan adası KOLİMNOS var. Hava sıcak, deniz suyu cam gibi, ılık. Herkesin odaları belirlendikten sonra denize koştuk. Bize anlatılsa inanamayacağımız ispari, mırmır balıkları ayaklarımızın arasında dolaşıyorlar…Kaçmıyorlar… El kadar olanları var, yavrularda. Ayaklarımıza, topuklarımıza vuruyorlar. Sanki masaj yapıyorlar. Önceleri ürktük biraz, sonraları alıştık. Dost olduk ispari ve mırmırlarla…

Kaldığımız otelin adı GRANT LEVENT (Biraz reklamını yapalım kızmazsanız!) Sabah ve akşam yemek veriliyor. Genç, saygılı personeli var… Bir isteğiniz olduğunda hemen koşusturuyorlar. Kahvaltı ve akşam yemekleri pandemi önlemleri nedeniyle can korunaklı, maskeli görevliler tarafından self servis olarak yapılıyor…. Herkes kurallara uyuyor, maskeli..

Tek tek sıraya giriyerek, camların arkasındaki görevlilerce istediğiniz yemekler tabaklara konularak sözlere veriliyor. Büyük bahçesinde, havuz kenarındaki masalarda yemekler yeniliyor… Hepimizin ortak kanısı: Yemekler, salatalar, meyve ve salatalar gayet sağlıklı ve lezzetli… Ahçılarına bir bravo ve alkış bizlerden …

Sabahları 08.oo de kahvaltı başlıyor… Kahvaltı bitti mi hemen herkes, mayosunu, şortunu havlusunu kapan denize koşuyor. Gölgeliklerin altında şezlonglar uzanmakta. Yüzen yüzüyor, güneşleniyor… Gayet sakin, sessiz, kimse kimseyi rahatsız etmeden güneşin ve denizin tadını çıkarıyor.

Çevremiz çok sayıda otel ve lokantalarla çevrili… Tepelerde beyaz badanalı Bodrum evleri, daha doğrusu villalar ile dolu. Akşam olduğunda oteller ile kumsal arasında kalan bir gezi yolu bulunmakta. Gece olduğunda oldukça kalabalıklaşıyor. Çeşit çeşit kıyafetler için de gençler, yaşlılar bu yolda geziniyorlar. Upuzun bir yıl. Barlar, hediyelik eşya satan yerler, marketler, oteller, lokantalar hep bu yolun çevresinde sıralanmış.

Bazı geceler gezi yolunun sonunda Bodrum Belediyesine ait yatların, balıkçıların teknelerin bulunduğu dere kıyısındaki gazinoya gidiyoruz. Kimi gecelerde canlı müzik yapılıyor. Tertemiz, ucuz halka hitap eden bir yer. Güzel bir usül bulunmuş. Herkes ne içmek, ne yemek istiyorsa kendisi gidip parasını ödeyerek alıp geliyor. Çaydan biraya kadar her türlü meşrubat bulunmakta.

Yıllar önce Bodrum’a bir kez gelmiştim. O zamanla şimdiki arasında büyük farklar gördüm. Daha büyümüş, nüfus alabildiğine artmış. Buna rağmen halk memnun. Tertemiz caddeler ışıl ışıl sokaklar, dükkanlar… Belediye iyi çalışıyor. Barlar sokağı cıvıl cıvıl. Yerli ve yabancı turistler gönüllerince eğlenmekte. Dikkatimi çeken fiyatlar hem Türk parasına göre, hem de döviz olarak etkilenmiş. Orta gelirli memur ve işçilere göre değil. Kale ve limanda yüzlerce lüks yatlar bağlı.

Yedi gün bir rüya gibi geçti… İyi dinlendik, gezdik. 23 Eylül 2021 saat 12.oo de dönmek üzere yola çıkıldı. Gönüllülerimiz sanırım memnun kaldılar. Bizlere sağladıklarıyla burs verdiğimiz üniversiteli gençlerimize katkıda bulundular. Yeni kültür ve sağlık gezilerinde buluşmak dileğiyle saat 22.30 civarında ilçemize döndük..

ANAÇEV Gemlik Şubesi olarak herkese teşekkür ederiz, nice yolculuklarda birlikte olma dileklerimizle…