ATATÜRK İLE CUMHURİYET YOLCULUĞU

Ürer Konak Profil Resmi
Ürer Konak

ATATÜRK İLE CUMHURİYET YOLCULUĞU

Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihi, kurucusu “Büyük Atatürk” ile yakından ilgilidir. Ortaya atılan ve gerçekleşen “Cumhuriyet” fikri Atatürk’te ilk defa nerede ve nasıl ortaya çıkmıştır? Ali Fuat Cebesoy “Sınıf Arkadaşım Atatürk” adlı eserinde 1902 yılında Harp Akademisinin birinci sınıfında bulunduğu sırada, Osman Nazmi Paşa ile Osmanlı Devleti’nin geleceği üzerinde yapmış olduğu bir konuşmayı anlatarak Atatürk’ün batılı anlamda yönetimden söz ettiği, inkılap (devrim) sözünü dile getirdiğini belirtmektedir. (Atatürkçü Düşünce El Kitabı, Syf 29, Prof. Dr. Hamza Eroğlu)

1908 yılında bir kış gecesi… Selanik’te, Beyaz Kule karşısında askeri kulüpte bir konferans veriliyor. Konferansçı Binbaşı Cemil Bey’dir. Konu; askerlere verilecek olan “Atış Eğitim”lerinin nasıl yapılacağıdır. Konuyu M. Kemal’in 1907 yılında Şam’dayken yazdığı kitaptan yararlanarak sunduğunu toplantıya katılanlara söylüyor. Toplantı uzun sürüyor. Mustafa Kemal, arkadaşı Binbaşı Cemil Bey’in konferansından memnundur, onun kendisi hakkındaki sözlerinden çok duygulanmıştır. Bir ara arkadaşlarına toplantı bittikten sonra şunları söylüyor: “-Inkılabı tamamlamak gereklidir. Biz bunu yapabiliriz. Ben bunu yapacağım”  Arkadaşlarından biri soruyor: “-Bundan sonrası ne olacak?”

M. Kemal tereddüt etmeden şunları söylüyor. “Evet ınkılap yapacağız. Bugüne kadar yapılan ınkılap yeterli sayılmaz. Memleketi bin bir akılsızın eline ve keyfine bırakamayız. Bu adamların yerine, birkaç kafa ile yetinebilirim. Mesela Kazım Özalp’ı Harbiye Nazırı yapacağım. Nuri Conker’i komutan ve yönetim şefi yaparım. Fethi Okyar’ı yeni devrimci Türkiye’nin temsilcisi olarak Avrupa’ya gönderirim. Nuri Conker bu sözler üzerine kahkahalarla gülmektedir. Arkadaşının susmasını söyledikten sonra ona sordu: “-Niçin gülüyorsun? Nuri Conker: “-Seni düşünüyordum da, onun için… Bütün bu işlerin içinde sen ne olacaksın? Mustafa Kemal bu soruya tek cümleyle karşılık verir. “-Ben mi? Ben de sizleri o makamlara koyabilen olacağım”

Daha o günlerde 2. Meşrutiyet ile yapılan yeniliklerin eksik kaldığını, devrimin eksikliklerini bizzat tamamlayacağını o günlerde şaşmadan söyleyen Atatürk, düşüncelerinin odağından hiç şaşmadan ve sapmadan yürümüş hayatı boyunca devrimleri tamamlamak amacını gütmüştür. (Atatürk hakkında Kaynak ve Belgeler, Syf 75-77 Prof. Dr. Afet İnan)

Atatürk, 19 Mayıs 1919 da Samsun’a çıkarken “Cumhuriyet” yeni Türkiye’nin siyasi rejimi olarak O’nun idealinde (düşüncesinde) yer almıştır. Atatürk’ün öngördüğü model; laik bir toplumda cumhuriyetçi, demokratik, özgürlükçü bir düzen kurmayı amaçlar. (Atatürk Devrimi Syf 130, Prof. Dr. Suna Kili)

Amasya Genelgesinde, Erzurum ve Sivas Kongrelerinde “Ulusal Egemenlik” kavramı yer almıştır. Cumhuriyetin devletin niteliği ve şekli olarak resmen açıklamamış, Cumhuriyetin ilanı 29 Ekim 1923 e kadar yapılmamıştır.

Amasya Genelgesinde “Milletin istiklalini yine milletin azmi ve iradesi kurtaracaktır” diyerek ulusal egemenliği dile getirmiştir.

Erzurum ve Sivas kongrelerinde de milli iradeyi egemen kılmışlardır. Ancak Erzurum Kongresinde 7-8 Temmuz 1919 gecesi arkadaşı Mazhar Müfit Kansu’nun tuttuğu hatıra defterine yazdırdıkları önemlidir. “-Ama bu defterin bu yaprağını kimseye göstermeyeceksin. Sonuna kadar gizli kalacak. Bir ben, bir Süreyya (Yiğit) bir de sen bileceksin. Şartım bu…. “İkisi de söz verdikten sonra “-Önce tarih koy. “-Pekala yaz. Zaferden sonra hükümet şekli “Cumhuriyet” olacaktır. Bunu size daha önce bir sorunuz ilgisiyle söylemiştim. Bu bir. “İki : Padişah ve hanedan hakkında zamanı gelince gereken yapılacaktır” Üç : Tesettür kalkacaktır. Dört : Fes kalkacak, medeni milletler gibi şapka giyilecektir.” Duraklayan Mazhar Bey’e; “-Neden durakladın?  “-Darılma ama paşam, sizin de hayal perest taraflarınız var.” Der.

Gülerek: “-Bunu aman tayin eder. Sen yaz… Beş: Latin harfleri kabul edilecek.

“- Paşam kafi… Kafi… Cumhuriyet ilanına muvaffak olalım da üst tarafı yeter” diyerek defterini kapar. Yıllar sonra Kastamonu’dan şapka devriminden dönerken karşılaştığı Mazhar Müfit’e “-Azizim Mazhar Müfit Bey! Kaçıncı maddedeyiz. Notlarına bakıyor musun? (Atatürk’ten Anılar Syf 221 – 223, Kemal Arıburnu)

Ulusal eylemin başından beri açıkca söylenmemesine rağmen amaçlanan, ağları örülen, düşünce ve örgüt yapısı oluşturulan yeni ve çağdaş bir Türk Devletidir.

Ama bundan toplumun tümü, ulusal eylemin yönetici kadrosu içindeki öncülerin pek çoğu habersizdir. Gerçeği bilen, gidilecek yolun benimsenecek uygulanacak yönetim biçiminin, düzenin ne olacağını ayrıntılarıyla belirleyen ulusal eylemin önderi Mustafa Kemal ve birkaç yakın arkadaşıdır. Fakat ulusal önder yapacakları, uygulamaya konulacakları “ulusal bir sır” olarak yüreğinde yaşatmakta, saklı tutmakta, günü, zamanı geldikçe koşullar gerçekleştikçe açıklamaktadır.

1 Kasım 1922 de saltanat kaldırılmıştır. Böylece Cumhuriyetin önündeki en büyük engel ortadan kaldırılmıştır. M. Kemal siyasi tarihi iyi bilen, çağdaş gelişmeyi iyi yorumlayan bir önderdi. Onun için “Cumhuriyet” demiştir. Cumhuriyet, Türk Devriminin en güçlü ve en yol açıcı ilk büyük adımdır. Bugünkü Türkiye de zaman zaman ortaya çıkan açmazlara, direnmelere karşın gelişmenin, çağdaşlaşmanın durdurulamaması, toplumun canlılığı yeni “Türk Devleti”nin Cumhuriyet temeline oturtulmasından kaynaklanmaktadır. ‘Atatürk Devrimi Syf 205, Prof. Dr. Suna Kil)



Diğer Yazıları