Çanakkale : Ölüm Kalım Savaşı
Ürer Konak
Çanakkale : Ölüm Kalım Savaşı
“Çanakkale Savaşları” bir ölüm-kalım savaşıdır der M. Kemal … Öncesi ve sonrası vardır. “Karşılıklı siperler arası mesafe sekiz metre, yani ölüm muhakkak.. Birinci siperdekilerin hepsi şehit oluyor. İkinci siperdekiler onların yerine gidiyor, fakat ne kadar imrenilecek bir soğukkanlılık ve tevekkülle biliyor musunuz?
Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini de biliyor ve en ufacık bir çekinme bile göstermiyor. Sarsılmak yok..
Okuma bilenler Kuran-ı Kerim okuyor ve cennete gitmeye hazırlanıyor. Bilmeyenler Kelime-i Şahadet getirerek yürüyorlar.
Bu Türk askerindeki ruh gücünü gösteren şayan-ı hayret ve tebriğe değer bir örnektir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale Savaşları’nı kazandıran bu yüksek ruhtur.”
Çanakkale hem denizdir, hem kara… Doğuya açılan bir kapıdır. Burayı ele geçiren tüm Karadeniz’i, Rusya’yı, Kafkasları Orta Asya’yı, hatta Trabzon –Tebriz yolu üzerinden İran’ı bile denetleyebilirdi. Çanakkale önemli bir su geçidiydi.
Dünyanın uzak coğrafyalarından karşı karşıya gelen insanlar o güne kadar bu kadar yakın hissetmemişlerdi kendilerini…
Yaşandığı dönemde büyük önemi ve sonrasındaki süreçte de büyük etkileri, neden olduğu (iki taraftan 500 bin dolayında) insan kaybıyla, tarihin en önemli savaşlarından biridir.
İtilaf Devletlerinin deniz güçleri (İngiliz-Fransız donanmaları) önce 19 Şubat 1915 gününden 7 Mart 1915 gününe kadar özellikle Boğaz girişindeki Seddülbahir, Kumkale ile Boğaz’ın diğer bölümlerini 11 kez bombalamışlardır. Asıl saldırılarını da 18 Mart 1915 günü saat 08.30 da başlatırlar. Bu saldırıları çok dikkatli bir planla, programla karşılayan kara ve deniz güçlerimizin bombardımanları sonunda akşam saat 18.oo de, yani 9-10 saat içinde BOUVERT, IRRESİSTİBLE, OCEAN gibi büyük zırhlıları ve yedek, yardımcı gemilerini, binlerce askerlerini Boğaz’ın derin ve soğuk sularına gömerler. “Yenilmez Armada” dedikleri güçlü donanmaları geri çekilmek zorunda kalır. Her yıl kutladığımız 18 Mart Zaferi’nin başarı öyküsü budur…
Aradan bir ay geçer… 25 Nisan 1915 tarihinde aynı güçler Gelibolu Yarımadası’na asker çıkararak şanslarını bir kez daha denemeye çalışırlar. Ancak unuttukları çok önemli bir şey vardır. Hiç hesaba katmadıkları bu memleketin evlatları olan askerlerimiz, genç komutanlarımız vardır karşılarında…. Onlara tarihin acı yenilgisini tattıracaklardır.
Özellikle Albaylığa yeni terfi eden Mustafa Kemal, 10 Ağustos 1915 günü Conk Bayırı’nda yaptığı direniş ve baskınla, Arıburnu ve Seddülbahir cephelerinde düşman güçlerinin zafer düşlerini sona erdirir… Kara savaşları 9-16 Ocak 1916 tarihine dek sürer… Ve sonunda çekilip giderler.
Bu savaş sonunda değişik rakamlar verilmekle birlikte 213 binin üzerinde Türk askeri, yurdun her tarafından gelmiş genç canlarımızı yitirir, şehit veririz. 47 bin Fransız, 205 bin İngiliz, sömürgelerinden gelen Hint’li, Avustralya’lı, Yeni Zelanda’lı (Anzak), Senegal’li kayıp verirler… Tarihe dünyanın en büyük savaşlarından biri olarak geçer…
Savaşın sonrası neler olmuştur:
- Çanakkale, Türk Milleti’ne bir “Mustafa Kemal” çıkarmıştır.
- Yeni bir millet olabilmenin, ulusal bilincini ortaya çıkarmıştır.
- Savaş yetenekleri ve insancıl davranışlarıyla ortaya çıkan Anzaklar, niçin, neden, kimin için savaşıyoruz sorularının sonucunda bir sömürge insanı olmadıkları anlayıp Avustralyalı ve Yeni Zelandalı olduklarını öğrenip, bağımsızlıklarını kazandılar.
- Rusya’ya yardım ulaşamayınca oluşan sıkıntılar sonucu “Sovyet Devrimi”nin çabuklaşmasına yol açtı.
- Birinci Dünya Savaşının uzamasına yol açtı.
Son söz olarak şunu söylemek yerinde olacaktır.. Türklüğün, bir millet olma bilincinin öne çıktığı, şeref ve namusunun kurtarıldığı, Türk Milleti’nin yalnız kendine güvenmesi gerektiği gerçeğine erişmesini sağlayan acı ve kanlı bir destan olarak tarihimizdeki yerini almasını sağlamıştır.
Kaynaklar
1-Fotoğraflarla Çanakkale Destanı, Hanri Benazus, 2013
2- Bir Destanın Tanıklığı, Fahri Özdemir Ahmet Uslu- Oya Şenel, 2016
3- Bir Hürriyet Öyküsü, Fahri Özdemir, Mart 2015
09 Kasım 2024, 15:54
30 Ekim 2024, 16:45
11 Ekim 2024, 17:03
16 Eylül 2024, 17:14
23 Kasım 2023, 14:27
25 Eylül 2023, 15:59
12 Haziran 2023, 15:04
18 Mayıs 2023, 17:23
10 Kasım 2022, 09:58
28 Ekim 2022, 17:32
06 Ekim 2022, 13:25
11 Kasım 2021, 09:54
28 Ekim 2021, 13:02
02 Ekim 2021, 13:32
10 Eylül 2021, 12:45
30 Ağustos 2021, 09:37
09 Haziran 2021, 10:58
08 Haziran 2021, 14:25
24 Nisan 2021, 13:08
17 Mart 2021, 13:20
11 Mart 2021, 14:56
10 Kasım 2020, 10:40
28 Ekim 2020, 15:09
10 Eylül 2020, 15:25
28 Ağustos 2020, 11:13
23 Temmuz 2020, 10:25
30 Haziran 2020, 13:22
17 Mart 2020, 12:14
06 Mart 2020, 17:00
05 Mart 2020, 15:07
28 Kasım 2019, 11:01
27 Kasım 2019, 17:00
07 Kasım 2019, 16:32
30 Ekim 2019, 15:35
29 Ekim 2019, 15:17
26 Eylül 2019, 18:21
25 Eylül 2019, 18:35
24 Eylül 2019, 18:09
28 Ağustos 2019, 17:43
27 Ağustos 2019, 14:18
21 Temmuz 2019, 15:47
16 Mayıs 2019, 18:45
22 Nisan 2019, 14:40
17 Mart 2019, 16:42
11 Mart 2019, 15:24
17 Şubat 2019, 18:42
24 Aralık 2018, 14:09
12 Aralık 2018, 04:49
11 Aralık 2018, 16:10
11 Aralık 2018, 16:10
11 Aralık 2018, 16:10