YENİDEN YAZMAK...

Kadri Güler Profil Resmi
Kadri Güler

Yeniden yazmak …

 

50 yıl süren yazılı gazetecilik serüvenimizi tam olarak kapatmamakla birlikte,  corono ile verdiğimiz  arayı sürdürüyoruz.

Değerli Gemlik Körfez okurları,  uzun yıllar gazetemiz Gemlik Körfez’i okudunuz.

Bilgisayar gelişmesiyle birlikte, teknolojik devrimin dünyamızı değiştirdiği bir zaman diliminde yaşıyoruz.

Gemlik Körfez Gazetesi’nde uzun yıllar köşe yazıları yazdım. Gemlik’in gündemini sizlere duyurdum, düşüncelerimi paylaştım.

Günlük gazetemizin yayınlanmamasına ara vermemizden sonra, dijital gazeteciliği sürdürmeye devam ediyoruz. Bu durum günlük yazılar yazan bende de duraklamaya neden oldu.

Günlük yazılarımı yazmayınca, ilçemizdeki yaşanan olaylardan da uzak kaldım.

Bu tembelliği iki yıldır aşamadım.

Çünkü gazete ve matbaamızdaki kadroların eksilmesi, piyasalarda oluşan yeni durumlar, benim baskı işlerinin başına geçme gereğini doğurdu.

Kısacası ekmek derdine düştük.

AKP’nin başarısız ekonomik politikaları herkes gibi bizleri de etkiledi.

Bugünlerde Gemlik’te hareketli günler yaşanıyor.

30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 100. yılı kutlamalarındaki durum, Oda seçimleri, Kuvayi Milliye Anıtı’nın açılışı, 29 Ekim günü açılacak olan TOGG fabrikası, okulların açılması, okul müdürlerinin atamaları, AKP milletvekillerinin seçim çalışmalarına başlaması gibi sorunlar gündemde.

Rize’nin fethinin 561. yıldönümü törenlerinde konuşan eski TBMM Başkanlarından İsmail Kahraman; “Rize’de tarihi bir an, Fatih Sultan Mehmed Han” isimli programda   yaptığı  konuşmada, şunları söyledi:

“Biz köklü bir devletiz. Zaferlerle dolu bizim tarihimiz. İstanbul’un kurtuluşu 6 Ekim, kim demiş? İzmir’in kurtuluşu 9 Eylül, kim demiş? Ne münasebet. Cihan harbi bitti, müstevliler alacaklarının birkaç kat mislini aldı ve öyle gittiler, çekildiler. Kurşun sıkmadık ki. 2 Mart’ta da aynı şey var. Ruslar çekildi gitti. Çarpışmadık, dövüşmedik, vuruşmadık. Tarihi doğru dürüst niye bilmiyoruz?”

Benzerini sözleri bir zamanlar, kafasında fes ile dolaşan Osmanlı artığı biri de söylemişti.

Ne demişti,  “Keşke  bunlar geleceğine Yunan gelseydi daha iyiydi!”

İsmail Kahraman ve Kadir Mısırlıoğlu, Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlarıdır. Kurtuluş Savaşımızı yok saymak, ölen binlerce subay ve askerlerimizin ruhlarını inciltmektir.

Bu düşünceler hainliktir,  yakın tarihimizi saptırmak isteyişleri, 1920’den, 29 Ağustos 1922 ye değin süren kurtuluş Savaşımızı yok saymaları zavallılıktır..

Utanmadan, ”Kurşun sıkmadık ki” diyor.

O günlerde Mustafa Kemal ve arkadaşları işgal altındaki vatanı kurtarmak için canlarını dişlerine takarak,  savaşırlarken, İstanbul da yaşayan Padişah Vahdettin, 4 yıl İngiliz işgali altında yalnız saltanatını kurtarmaya çabalamaktaydı. Bu unutulmasın.

Bunlar, Cumhuriyet düşmanı, milli kahramanlarımızın düşmanı, bu vatanın düşmanıdırlar.

Kurtuluş Savaşını, 30 Ağustos Zaferi’ni yok sayıyorlar, kentlerimizin kurtuluş günlerini görmemezlikten geliyorlar.

Yeni bir tarih yazma sevdalarındalar…

Yazıklar olsun.

 

ZAFER BAYRAMI BURUK KUTLANDI

30 Ağustos Zafer Bayramı gibi diğer ulusal bayramlarımızın kutlama şekilleri AKP iktidarı ile değiştirildi.

Atatürk Anıtı’na çelenk ve bir buket çiçek bile koydurmuyorlar.

Bu yıl ki törenler yalnız Atatürk Anıtı önünde yapıldı.

Kurtuluş Savaşı’mızın kahramanları olan askerlerimiz her zaman 30 Ağustos Bayram törenlere katılır, resmi geçitlerde halkın sevgisini kazanırlardı.

Şimdi bu törenler baştan sağma, sembolük olan yapılıyor. Bir iki şiir, bir de konuşma ile geçiştiriliyor.

Belediye Meclisince adı değiştirilen Irmak Sokağın, çevre yolu girişine yaptırılan Kuvayi Milliye Anıtı 30 Ağustos günü törenle açıldı. Törenlerinde ilçe Kaymakamımızın, Garnizon Kumandanımızın, AKP ilçe yöneticilerinin ve diğer siyasi parti temsilcilerinin ve meclis üyelerinin katılmaması ne acı…

Böyle bir günde, birlik, beraberlik sağlayamazsak,  vay halimize.



Diğer Yazıları