ARDINDAN DÜNYA BASININDA YAZILANLAR
Ürer Konak
ARDINDAN DÜNYA BASININDA YAZILANLAR
Dünyadaki “İlk, ulusal bağımsızlık savaşı (1919-1922) sonunda Trakya ve Anadolu toprakları üzerinde genç Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştu. Osmanlı Devletinin 1. Dünya Savaşında (1914-1918) yenik çıkmasına karşın Türkiye Cumhuriyeti bu yenilgiyi ve zorla benimsetilmek istenen SEVR’i, LOZAN’da oturduğu görüşme masasında yenenlere karşı kabul ettiren tek devlettir, tek anlaşmadır.
Batı’nın Anadolu yenilgisini ve bu genç devleti içine sindirmesi zaman alacaktır. Atatürk’ün Türk iç ve dış politikasına damgasını verdiği dönemde yenen devletlerin; özellikle İngiltere ve Fransa’nın yenilen devletlere zorla benimsetilen VERSAY antlaşmasıyla Avrupa’da sınırlar yeniden çizilmişti. Alman ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu dağıtılmış, üzerlerinde yeni devletler kurdurulmuştu. (Polonya-Çekoslovakya-Yugoslavya) Sömürgeler el değiştirmiş, Osmanlı’nın Ortadoğu’daki toprakları İngiltere ve Fransa tarafından paylaşılmıştı. 1. Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru 1917 Ekim’in de Rusya’da Çarlık rejimi yıkılmış, Lenin ve arkadaşlarınca yeni bir devlet; Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği (SSCB) kurulmuştu.
1919 da Versay’da kurulan bu yeni düzene Almanya ve İtalya karşı çıkmışlardı, Almanya Alsans-Loren’i Fransa’ya vermiş, Belçika ve Danimarka’ya toprak yitirmiş, ekonomisinin can damarları olan kömür havzalarının üzerinde egemenliği elinden alınmıştı. Özellikle ordu ve donanması dağıtılmıştı. Ayrıca çok ağır bir tazminat borcu ödemişini yüklenmişti. Alman halkı büyük hoşnutsuzluklara ve bunalımlara düşmüştü. Enflasyon ve işsizlik, yönetim değişiklikleri halkı bezdirmişti. Bu ortamda 1933 te ADOLÜ HİTLER, bir darbeyle işbaşına gelmişti.
VERSAY Antlaşmasını 1. Dünya Savaşında galip çıkmasına rağmen değiştirmek isteyen İtalya’da ortaya çıkmıştı. Sömürgelerin dağıtımında beklediği ödünleri alamamıştı.
Bu durum kamuoyunda hoşnutsuzlar yaratmıştı. 1922 yılında “Eski Roma İmparatorluğu”nu yeniden kurmak isteyen ve halka umutlar dağıtan BENİTO MUSSOLİNİ ve onun kurdurduğu “kara gömlekliler”inin yürüyüşü ile iktidara el koydu. Önce komşusu sayılabilecek Arnavutluk’u himayesi altına aldı, ardından 1935’te Habeşistan’a saldırıp, işgal etti.
Hitler, yayılma politikasında Türkiye’yi hedef almamasına karşın, İtalya’nın yayılma politikası onu “Atatürk’le” karşı karşıya getirdi. 1912 Uşi Antlaşmasıyla Osmanlı Devletinden aldığı 12 Ada üzerinden Ege kıyılarımıza göz dikmişti. Türkiye’ye karşı savaş çığlıkları atmaya başlamıştı. Bu meydan okumaya karşı büyük Atatürk’ün söylediği “Beni kızdırmasın, çizmelerimi giyerim” sözü tarihe geçmiştir.
Büyük Atatürk bir savaşın çıkacağını öngörmüştü. Öncülüğünü yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin yaptığı 1930 Mübadele Sorununu çözmesinden sonra Balkan Birliği (1932) ve Balkan Baktı (1934) kurarak batı sınırlarımızı güvenceye aldı.
1926 yılında İngiltereyle Musul anlaşmazlığını, 1928 de Fransa ile Osmanlı borçları sorununu da çözdükten sonra 1932 de Milletler Cemiyetine girdi.
Atatürk, Batı’yla olan sorunlarını çözerken gözünü bir yandan Batı’ya çevirdi. Bunun birkaç nedeni vardır. Ana neden “Batılılaşma” hedefi, çağdaş uygarlık düzeyine erişmektir. Bunun için batıyla bütünleşmek, bilim ve düşünce sistemlerini benimsemekle olacağına olan inancıydı. İkinci nedeni “ekonomik”tir. Ancak batıyla işbirliği yapılırsa amaca ulaşabileceğine inanıyordu. Bu amaçla Fransa, Almanya ve İngiltere ile mali-ticari anlaşmalar imzalandı. Bir başka neden ise; Anadolu topraklarına göz diken İtalya karşısında güvenlik arayışıydı.
Fırsatları iyi değerlendiren Atatürk İtalya’nın Habeşistan’ı işgal etmesiyle Milletler Cemiyeti İtalya’ya karşı ekonomik önlemler almayı kararlaştırmıştı. Türkiye’de bu işbirliğine katıldı. Ancak İtalya’nın oldu-bittisine karşı bir şey yapılamayınca, Lozan’da Boğazlar Bölgesinin askerden arındırarak bu bölgenin güvenliğini Milletler Cemiyetinin güvencesine bırakan Lozan Boğazlar Sözleşesinin MOTRÖ ile değiştirme fırsatı buldu. (1936)
2. Dünya Savaşı öncesi komşularıyla iyi geçinerek; antlaşmalarla tüm dünya ülkeleriyle barışı sağlayarak, zekasını, büyük dehasını kullanması tüm dünyada takdir kazanmasını sağlamıştır. Bu nedenlerle ölümünün ardından tüm dünyanın sevgi ve övgü dolu yazıları gazetelerde yazılmıştır. “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesini tüm dünyaya yaymayı becermiştir. Önceleri düşman olan ülkeler bile onun dehasını kabul etmişlerdir.
Ardından yazılanlardan birkaç örnek vererek onun büyüklüğünü belirtelim.
11 Kasım 1938 – İngiltere, THE TIMES GAZETESİ; “Yeni Türkiye’nin kurucusu ve mimarı Cumhurbaşkanı Kemal Atatürk’ün, ya da en az bu adı kadar iyi bilinen adıyla Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın ölümüyle büyük bir asker, devlet adamı ve önder bu dünyadan göçtü. Yeni Avrupa’nın savaş ve devrimler sonrasında gördüğü hiçbir lider onun kadar çok şey başarmadı ve onun kadar büyük zorluklara göğüs germedi”
11 Kasım 1938 ABD – THE NEWYORKTIMES GAZETESİ; “Avrupa’nın Hasta Adamının son toprağına kadar parçalanmasının ardından, Osmanlı İmparatorluğunun kalıntılarından modern, kendi kendine yeten ve saygın bir devlet yarattı”
11 Kasım 1938 – THE WASHİNGTON POST GAZETESİ; “Bu günün Türkiye’si tek bir adamın, Kemal Atatürk’ün uzayan gölgesidir. Atatürk geçtiğimiz 20 yıl süresince, Türkiye’nin umutsuz, güçsüz ve geri kalmış Doğulu bir devlet olmaktan güçlü, özgüvenli ve ilerleyen bir millet durumuna geldiği, takdire şayan evriminin gücü oldu”
11 Kasım 1938 – ALMANYA – NATIONAL ZEITUNG GAZETESİ; “Sayın TBMM si yöneticilerine ve tüm halkına Cumhurbaşkanı Atatürk’ün vefatı dolayısıyla kendim ve Alman ulusu adına başsağlığı dilerim. Kendisi büyük bir asker, değerli bir devlet adamı ve tarihe geçecek bir kişilikti. O, yeni Türk Devleti’nin kurulmasında büyük rol oynadı ve yaptıkları gelecek kuşaklar boyunca hatırlanacaktır. Adolf Hitler, Almanya Sansölyesi”
12 Kasım 1938 - YUNANİSTAN –ELEFTERON VİMA GAZETESİ ; “Yunanistan, Türk-Yunan dostluğunun temeli atan, dostluğun çözülmez bağlarını kuran, barış düşünceleri ile iki ülkeyi yakınlaştıran Cumhurbaşkanı Kemal Atatürk’ü hiçbir zaman unutmayacaktır. Türk halkına her zaman yol gösterecek olan eserleri O’nun anısını korumada bize de rehber olacaktır” Mefaksas Başbakan
11 Kasım 1938 – PESTER LLOYD-MACARİSTAN GAZETESİ ; “Modern Türkiye’nin kurucusu Kemal Atatürk dün ağır hastalığına yenik düşerek vefat etti. Macaristan ulusunu en derin yokluk ve zorlukların içinden ayağa kaldırarak yeni bir milli var oluşu ve refaha kavuşturmuş olan büyük devlet adamının vefatı karşısında dost Türk halkının duyduğu derin acıyı paylaşmaktadır.
11 Kasım 1938 – BREZİLYA – JORNAL DO BRASİL GAZETESİ; “Atatürk tüm planlarını hiç tereddüt etmeden, sonuçlarından kuşku duymadan ve her zaman ülkesinin iyiliği ve onuru için gerçekleştirdi. En karanlık günlerde bile Atatürk, aklına koyduklarını uygulamakta en ufak bir kararsızlık göstermedi.
11 KASIM 1938 – ÇİN THE CHINA PRESS GAZETESİ; “Mustafa Kemal hiç abartısız modern Türkiye’nin yaratıcısı ve savaş sonrası Avrupası’nın gerçekten öne çıkan şahsiyetlerinden biri olarak tanımlanabilir.
13 KASIM 1938 – JAPONYA – THE JAPAN TİMES GAZETESİ; “Sarışın, mavi gözlü yurtsever, ülkesi uğruna bir ömre pek çok devlet başkanından daha fazla şey sığdırmayı başarmış Türkiye Cumhurbaşkanı.”
Tüm dünyanın hayranlığını kazanmış bir lidere sahip olmamız, yaptıklarıyla öğüneceğimiz bir büyük insandı… UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü) Atatürk’ün 100. Doğum yılı 1981’i doğumunun 100. Yılı ilan etmişti. Gerekçesini de şöyle açıklamıştı.
“Atatürk uluslararası anlayış, işbirliği ve barış yolunda çaba göstermiş üstün kişi, Unesco’nun yetki alanlarında yenilikler gerçekleştirmiş bir ınkılapcı, sömürgecilik ve yayılmacılığa karşı savaşan ilk önderlerden biri, insan haklarına saygılı, insanları ortak anlayışa ve devletleri dünya barışına teşvik eden, bütün yaşamı boyunca insanlar arasında renk, din, ırk, ayrımı gözetmeyen, eşi olmayan devlet adamı ve Türkiye Cumhuriyetinin kurucusudur.
Ne mutlu bize ki böyle bir insana sahip olmuşuz. Dünya gazetelerinde yazılanları gördünüz, okudunuz. Ölümünün 84. yılında hala onu anlamayanlar var ne yazık ki… Put diyenler, yaptıklarına karşı çıkanlar var… Üzülüyorum, bir taraftan da onun devrimlerine sahip çıkacak bir gençlik olduğuna inanıyor ve güveniyorum.
Rahat uyu! Gençlik emanetine sahip çıkacaktır. Özlemle, saygıyla…
Kaynaklar: 1. Nuri M. Çolakoğlu, Dünya basınında Atatürk, Hürriyet Gazetesi Yayınları
2. Prof. Dr. Haluk Ülman’ın yazısı
3. UNESCO 1981 yılı bildirisi
09 Kasım 2024, 15:54
30 Ekim 2024, 16:45
11 Ekim 2024, 17:03
16 Eylül 2024, 17:14
23 Kasım 2023, 14:27
25 Eylül 2023, 15:59
12 Haziran 2023, 15:04
18 Mayıs 2023, 17:23
28 Ekim 2022, 17:32
06 Ekim 2022, 13:25
17 Mart 2022, 15:40
11 Kasım 2021, 09:54
28 Ekim 2021, 13:02
02 Ekim 2021, 13:32
10 Eylül 2021, 12:45
30 Ağustos 2021, 09:37
09 Haziran 2021, 10:58
08 Haziran 2021, 14:25
24 Nisan 2021, 13:08
17 Mart 2021, 13:20
11 Mart 2021, 14:56
10 Kasım 2020, 10:40
28 Ekim 2020, 15:09
10 Eylül 2020, 15:25
28 Ağustos 2020, 11:13
23 Temmuz 2020, 10:25
30 Haziran 2020, 13:22
17 Mart 2020, 12:14
06 Mart 2020, 17:00
05 Mart 2020, 15:07
28 Kasım 2019, 11:01
27 Kasım 2019, 17:00
07 Kasım 2019, 16:32
30 Ekim 2019, 15:35
29 Ekim 2019, 15:17
26 Eylül 2019, 18:21
25 Eylül 2019, 18:35
24 Eylül 2019, 18:09
28 Ağustos 2019, 17:43
27 Ağustos 2019, 14:18
21 Temmuz 2019, 15:47
16 Mayıs 2019, 18:45
22 Nisan 2019, 14:40
17 Mart 2019, 16:42
11 Mart 2019, 15:24
17 Şubat 2019, 18:42
24 Aralık 2018, 14:09
12 Aralık 2018, 04:49
11 Aralık 2018, 16:10
11 Aralık 2018, 16:10
11 Aralık 2018, 16:10