MAVİ VE YEŞİLİN ŞEHRİ

Ürer Konak Profil Resmi
Ürer Konak

ÜRER KONAK (GEMLİK KÖRFEZ GAZETESİ KÖŞE YAZISI)

MAVİ VE YEŞİLİN ŞEHRİ

Tarihçi HEREDOT’a göre İ.Ö. 1200 lü yıllara giden bir tarihi olan MARMARİS ilçesi MUĞLA’ya bağlıdır. İlk kez buraya yıllar önce bir kez daha gelmiştim. Anaçev’in (Anadolu Çağdaş Eğitim Vakfı) düzenlediği, gönüllülerimizle 8 Eylül saat 01.oo de yola çıkıldı. Uzun bir yolculuk gece boyu sürdü. O gün öğle saatlerinde kalacağımız otelin önüne indik. Girişler yapıldı ve hemen bazı gönüllülerimiz denize koştular. Burası Marmaris’e bağlı, 6-7 km. uzağında İÇMELER Mahalle-siydi. Tatil beldesi olan İÇMELER çok canlı bir tatil beldesi… Oteller, gece kulüpleri, barlar, lokantalar oldukça fazla sayı-da. Genelde yabancı turistler; çok sayıda otelleri doldurmuşlar… Gece hayatı çok canlı… Sabahın erken saatlerine dek barlardan yüksek sesli müzikle birlikte turistler çılgınca eğleniyor ve dans ediyorlar… Kaldığımız otelin yakınlarındaki barlardan gelen yüksek seslerden önceleri rahatsız oluyoruz, fakat birkaç gün sonra alışıyoruz.

Kaldığımız otel (Abramatt) denize oldukça yakın. Plajı otellere halka açık. Oldukça uzun bir kıyısı var İÇMELER’in… Plajı oteller için ayrı renklerde şezlonglarla dolu. Her otelin şezlongları farklı renklerde. Bizim otelinkiler sarı renkli. Her otel müşterilerinin kollarına takılan şeritleri farklı renklerde… Görevliler müşterileri bu bilekliklerinden tanıyor.. Dışarıdan gelen turistlerden şezlong parası alıyorlar. Özellikle yabancı turistlerden oldukça yüksek bir kiralama parası alıyorlar. Otellerde kalanlar kendilerine ayrılan renklerdeki şezlonglarda ücretsiz oturuyor, yüzüyor… Aklınıza, şöyle bir soru gelebilir. Halk nerede denize girebiliyor? Belediyenin Halk Plajları var. Ücretsiz, temiz ve çok büyük. Oralarda rahatlıkla denize girebilmekteler.

İÇMELER, önceleri küçük bir balıkçı köyüymüş. Günümüzde bir tatil köyüne dönüşmüş. Köy, içeride dağın eteklerinde bir vadinin içinde kalmış. Her yer otel, alışveriş merkezleri, lokantalar, barlar ile dolmuş bir durumda. Deri eşyalar, hediyelik satan dükkanlar ile dolu. Fiyatlar İngiliz sterlini, dolar ve Euro üzerinden… Bizim para ile alışveriş yapmak biraz zor. Oldukça pahalıya geliyor bizlere.

Kaldığımız otel ve diğer otellerde yoğunluk İngiliz, Alman, Rus ve Arap turistlerden oluşmakta. Otelimizde üç gün ana yemek sunulmakta. Açık büfe, çeşitli salata, mevsim meyveleri, tatlılar sunulmakta. Akşam yemeklerinde istediğiniz içki ve içecekleri de sunuyorlar isteyenlere. Biraz, rakı, şarap ve yabancı içki ve kokteyller isteyenlere sunulmakta. Yemekleri, salataları, tatlıları oldukça güzel ve çeşitli.

Ana yemek saatlerinin dışında otelimizin giriş katında iki yanlarında oturabileceğiniz geniş bir alan var. Burada denize gitmeyenler oturup dinleniyor. Bu saatlerde her türlü meşrubat, çay, kahve, hafif içkiler, dondurma, poğaça, kekler sunulmakta. Ücretsiz. Gayet güzel, genç çalışanlar güler yüzle dinlenen misafirlere ikramda bulunmakta.

İkinci gecemizde dolmuşlarla Marmaris’e indik. Çok büyük bir sahili var. Limanda onlarca gezi gemileri, yatlar dolu. Ayrıca turistlerin çeşit çeşit yatları bağlı. Geniş, çevresi palmiye ağaçları ve çeşitli çiçeklerle süslenmiş yürüyüş yolu var. Çeşitli noktalara dinlenmek ve çevreyi seyretmek için banklar konulmuş. Yöneticilerimiz ve gezi turunun tertipleyicisi Gönül Hanım bir gezi yatıyla anlaştılar. Ertesi sabah bu gezi yatıyla Marmaris koyları gezilecek.

Marmaris limanının hemen arka tarafından ünlü kapalı çarşısı ve Barlar Sokağı bulunmakta. Her yer ışıl ışıl. Dükkanlar, lokantalar, büfeler açık. Sahil boyunca uzanmış lokantalar, eğlence yerleri tıklım tıklım insan dolu. Çoğu turist. Şöyle bir fiyat listelerine göz atayım dedim! Bizim gireceğimiz, oturabileceğimiz fiyatlarda değiller. Bu güzelim ülkemin tadını ne yazık ki, bizler çıkaramıyoruz. Barlar Sokağı çok kalabalık. İnsanlar birbirinin üstünde adeta. Gürültü, müzik çok yüksek. Fazla kalabalık. Hemen ayrıldım.

İstanbul Kapalı Çarşısına benzetilerek yapılmış Kapalı Çarşısına girdik bir grup arkadaşlarımızla. Kuyumcular, tuhafiyeciler, ayakkabıcılar, hediyelik eşyalar satan dükkanlar geniş caddenin iki tarafına dizilmişler. Üstü kapalı büyük bir alan. Yan taraflarına açılan caddeleri de bulunuyor. Epeyce bir turladık, yorulduk. Çıkış yönünde tarihsel bir çeşmenin etrafında oturduk, dinlendik bir süre.

Dönüş saatimiz yaklaştı. Gecenin son saatinde bizi getiren dolmuşların bulunduğu yerde buluşup, otelimize döndük. Cıvıl cıvıl Marmaris gecelerinden birini yaşadık.

Ertesi gün bizi gezdirecek gezi yatının bulunduğu limana kahvaltıdan sonra dolmuşlarla geldik. Üzerinde çok büyük bir eski korsan figürü bulunan yata grubumuzla yerleştik. Başka gruplardan insanlarda katıldılar bize. Yola çıktık. Mis gibi bir deniz havası. Masmavi bir deniz. İrili ufaklı adalar çevresinden geçilerek yolculuk sürmeye başladı. Son günümüzdü bu gezimiz. Gezi yatında tavuk, makarna ve meşrubat, sudan oluşan menümüzü görevliler dağıttılar öğle-öğle sonra-sı. Yolculuğumuz 10.30 dolayında başlayıp 16.30-17.00 ye kadar sürdü. Yatta müzik, dans ve neşe dolu bir hava ile dolaştık. Fokların yavruladığı mağaranın önünden geçerek güzelim koyları, turkuaz denizi seyrederek, yavaş yavaş müzik ve eğlence danslarla dolaşmaya başladık. Kadırga, Akvaryum, Turunç köyü ve koyu gibi mavi ve yeşilin bir arada bulunduğu koyları dolaştık. Bu koylarda demirleyerek yarım ve kırk beş dakikalık molalarla yüzdük. Marmaris’e 21. Km. uzaklıkta yer alan TURUNÇ köyünde mola verdik. Kısa bir plajı var Turunç’un. Mavi bayraklı, 300 m. Uzunluğunda biraz taşlı bir plajı var. Turunç, küçük bir köy yerleşimi. Alanı dar. Bu küçük dar alanda manzara müthiş. Arkası yüksek bir dağın yamacına kurulmuş, önü masmavi deniz. Köyün evleri otel olmuş, modern yapılar. Her taraf dükkanlar, marketler, lokantalar ile dolu. Yine alışveriş fiyatları yabancı para birimleri etiketli. Kendi ülkemde yabancı gibi hissediyorum kendimi. Bir deri eşyaları satan yerden küçük bir çanta alalım dedik. Satıcı önce bir fiyat söyledi. Türk olduğumuzu görünce şöyle dedi: “-Abi size yarı fiyatına veririm. Ama arkanızdaki turist anlamasın, görmesin” dedi. Üzerinde yazılı fiyatın yarısına aldık.

Bu bölgelerdeki yüzülecek yerlere ancak ya gezi yatları veya özel arabanız, dolmuşlarla gelmek mümkün. Denize girilecek koylar taşlı ve çakıllı. Arkaları yeşil ağaçlar ve makilerle dolu.

13 Eylül sabahı bizi Gemlik’imize getirecek arabalarımıza bindik. Saat 11.00-11.30 gibi kahvaltıdan sonra yola çıktık. Marmaris’te Balcı Ömer’in satış yerinden alışveriş yapıldı. Burası uğrak yeri Marmaris’in. Çoğu otobüsler buradan bal, badem, çeşitli reçeller alıyorlar hediyelik olarak. Çine’ye kadar mola verilmedi. Çine’deki Köfteci Mehmet’in yerinde öğle yemeği yedik 14.30-16.00 sıralarında. Sonra yola devam. Aralarda kimi yerlerde molalar vererek gece 23.oo sıralarında ilçemize döndük.

Sanıyorum, konuklarımız memnun kaldılar. ANAÇEV’in bir kültür gezisi güzel anılarla dola olarak sona erdi bir kez da-ha. Yoksul olan üniversite öğrencilerimize katkı veren gönüşdaşlarımıza teşekkür ederiz. Gelecek gezilerimizde, turlarımızda birlikte olmak dileklerimizle. Sağolun, varolun.



Diğer Yazıları