MUDANYA MÜTAREKESİ
Ürer Konak
ÜRER KONAK (GEMLİK KÖRFEZ GAZETESİ KÖŞE YAZISI)
MUDANYA MÜTAREKESİ
Büyük Taarruz’dan sonra Anadolu’da Yunan askeri kalmamıştı. Türk Ordu’ları İzmir’e girmişti. Bir taraftan Marmara kıyılarına dayanmıştık… Trakya ise hala işgal altındaydı. İngiltere Başbakan’ı LLOYD GEORGE Türklerin İstanbul ve Çanakkale’ye doğru ilerleyebileceklerinden endişeleniyordu (1) Atatürk, kesin zaferimizi SÖYLEV’de şöyle yorumluyordu: “-Bu yapıt Türk Ulusu’nun özgürlük ve bağımsızlık düşüncesinin ölümsüz anıtıdır. Bu yapıtı yaratan bir ulusun çocuğu, bir ordunun Başkomutanı olduğum için sevincim ve mutluluğum sonsuzdur. Baylar, işte şimdi siyasi alana geçebiliriz”
Büyük Taarruz’dan sonra Yunan Ordusu’nun yenilgisi ve İzmir’de savaşın sona ermesi İngiltere’yi sarsmış ve meclislerinde ateşli tartışmalara yol açmıştı. Lordlar Kamara’sında ve Avam Kamara’sının EYLÜL 1922 deki ortak toplantısında İşçi Partisi lideri MAC DONALD söz alarak:
“- Nerede LLOYD GEORGE? Bize ne söz verdi ? Sonuç ne oldu? Hazineden büyük paralar alıp bizi boş yere masraflara soktu. Hani Boğazlar bizim olacaktı? Anadolu’yu paylaşacaktık? Ne yazık ki, hiçbiri olmadı. Başbakan bunun hesabını vermeli” LLOYD GEORGE’nin yanıtı çok ilginçtir.
“- Sayın üyeler, yüzyıllar ender olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğe bakınız ki, o büyük dâhiyi yüzyılımızda Türk ulusu yetiştirdi. Mustafa Kemal’in dehasına karşı elimizden ne gelir?(2)
İngiltere, tarafsız bölge olarak isimlendirdikleri İstanbul ve Boğazlar bölgesine Türk güçlerinin girmesinden endişeleni-yordu. Sömürgelerinden asker toplamak istemiş Kanada, Güneş Afrika asker yollamayı reddetmiş, Avustralya kaçamak yanıt vermiş; yalnız Yeni Zelanda bir tabur, gerekirse bir tugay gönderebileceğini bildirmiştir. (3)
Bu sırada İstanbul’daki Fransız Generali PELE, İzmir’e gelerek M. Kemal ile görüşmüş, Türk Ordularının “Tarafsız Bölge”ye girmemesini istemişti. M. Kemal Paşa’da “Milli Hükümetimiz böyle bir bölge tanımadığını, Trakya’yı kurtarmadıkça ordularımızın durdurulamayacağı” yanıtını vermişti. Ardından Fransız temsilcisi FRANKLİN BOVİLLON görüşmek üzere İzmir’e gelmişti. Türk Hükümeti ile mütareke yapmak istiyorlardı. Bu arada İtilaf Devletleri Dışişleri Bakanları 23 Eylül 1922 de ortak imzalarıyla bir nota verdiler. İstekleri askeri harekatımızın durdurulması, diğeri konferans ve barış-la ilgiliydi. Mustafa Kemal, 29 EYLÜL’de verdiği yanıtta “Edirne dahil, Meriç’e kadar Trakya’nın boşaltılması koşuluyla konferansa katılabileceğimizi bildirmişti. Ayrıca konferansın 3 Ekim’de Mudanya’da toplanması önermiştir.
Varılan anlaşma sonucu konferans 3 EKİM 1922 Salı günü saat 15.oo de başlamıştır. Türk heyetini İsmet Paşa (İnönü) temsil etmiştir. Heyetimizde ayrıca Asım Paşa (Gündüz), Tevfik Bıyıklıoğlu ve İstihbarat Başkanı Tahsil Bey bulunuyordu. İngilizleri General HARRİNGTON, Fransızları General CHARPY, İtalya’yı General MOMBELLİ temsil ettiler.
Yunan delegesi General MAZARAKİS korktuğu için gelen gemide kaldı. Görüşmeler 11 EKİM’e dek sürdü. Çok çetin tartışmalar oldu. Başta İngiltere olmak üzere Fransa ve İtalya temsilcilerinin de katılımı ile saptanan koşulları Yunanis-tan aynen kabul etmiştir. Bu olay şunu göstermiştir: Yunanistan’ın ne derece İtilaf Devletlerinin güdümünde olduğunu ve Türkiye’nin Yunanistan’a karşı savaşırken gerçekte İngiltere’ye karşı savaşmakta olduğunu göstermiştir. İngiliz temsilcisi HARRİNGTON görüşmeler sırasında donanmalarının ve ordularının güçlerinden söz ederek bir çeşit tehditlerde bulunmuş, Türk heyetinin yanıtları çok sert olmuş, Türk Ordusu’nun Atina’ya kadar kolaylıkla gidilebileceğini kesin bir dille ifade edilmiştir. Türk Heyetinin kararlılığı karşısında görüşmeler anlaşma ile sonuçlanmıştır. Görülmüştür ki Türkiye ateşkes masasına 1. Dünya Savaşının galipleri ile oturmuş ve onlarla hesaplanmıştır. Yalnız bu kez sömürgeci Avrupalıların karşısında yenik bir Osmanlı İmparatorluğunun ezik delegeleri yoktu… Yunan Ordularını on beş gün içinde yok etmiş, İtilaf Devletlerini dehşete düşürmüş muzaffer Türk Ordusu’nun temsilcisi bulunmaktaydı. Konferansın en önemli konusu, Doğu Trakya’nın Yunan kuvvetleri tarafından boşaltılıp Türklere teslim edilmesi, Boğazlar ve İstanbul konusuydu.
İngilizlerin karşı çıkmasına rağmen Türk görüşü kabul edilerek ateşkes antlaşması imzalandı (11 Ekim 1922)
1- Türkleri ile Yunanlılar arasındaki çatışmaya son verilecek
2- On beş gün içinde Trakya boşaltılacak, bu boşaltmadan itibaren 30 gün içinde Trakya Türk memurlarına devredilecek.
3- Mütarekenin imzasından sonra İstanbul ve Boğazlar Türk Mülki yönetimine teslim olunacak. Ancak İstanbul ve Boğazlarda bulunan İtilaf Kuvvetleri, sayıları arttırılmamak koşuluyla barış imzalanıncaya dek bulunabileceklerdi.
Ateşkes Antlaşmasıyla Türkiye savaş yapmaksızın bütün Trakya’yı almış oldu.
Bu tarihe dek T.B.M.M. Hükümetini resmen tanımamış olan İngiltere varlığımızı kabul etmiş oldu.
Sömürgeci İtilaf Devletlerinin kurduğu 1919-1920 düzeni Türkiye’den ilk darbesini yedi
Mütarekeye kendileri için Mondros ve Sevr’in bir hayal olduğunu kabul etmiş oldular.
Kurtuluş Savaşımızın sonuçlandığını gösteren bir diplomatik ve siyasi bilgi olmuştur.
Türkler Doğu Trakya’yı geri almakla Avrupa’dan atılamamış oluyordu.
İngilizlerin Doğu Akdeniz’e egemen olma isteklerinin Fransa tarafından daha iyi anlaşılmasına yol açmıştır.
Mondros’un öcü Mudanya Mütarekesi alınmış oldu.
Osmanlı Mondros ve Sevr ile tarihe karışırken, Mudanya ile yeni bir Türk Devleti doğuyordu.
Türk Zaferi Yunanistan’da büyük çalkantılara neden oldu. Sorumlu tutulan devlet adamları idam edildi, krallık yıkıldı, demokrasiye geçildi.
“Megola İdea” hayalleri tarihin çöplüğüne atılmış oldu.
İngiltere’de LLOYD GEORGE siyasi hayattan silindi.
İsmet Paşa; Mudanya’da gösterdiği başarıyla Lozan’da yapılacak barış görüşmelerine TBMM sini temsilen katılmak üzere Dışişleri Bakanlığına getirildi.
Komşu ilçemizde imzalanan bu büyük başarı Milletimize kutlu olsun!
(1) Türkiye Cumhuriyeti Tarihi I, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi – 2000
(2) Erol Mütercimler – Bu Vatan Böyle Kurtuldu. Syf 605-609
(3) Prof. Dr. Bayram Bayraktar – Atatürk İlkeleri ve Türk Inkılap Tarihi, Syf 222-223-224
09 Kasım 2024, 15:54
30 Ekim 2024, 16:45
16 Eylül 2024, 17:14
23 Kasım 2023, 14:27
25 Eylül 2023, 15:59
12 Haziran 2023, 15:04
18 Mayıs 2023, 17:23
10 Kasım 2022, 09:58
28 Ekim 2022, 17:32
06 Ekim 2022, 13:25
17 Mart 2022, 15:40
11 Kasım 2021, 09:54
28 Ekim 2021, 13:02
02 Ekim 2021, 13:32
10 Eylül 2021, 12:45
30 Ağustos 2021, 09:37
09 Haziran 2021, 10:58
08 Haziran 2021, 14:25
24 Nisan 2021, 13:08
17 Mart 2021, 13:20
11 Mart 2021, 14:56
10 Kasım 2020, 10:40
28 Ekim 2020, 15:09
10 Eylül 2020, 15:25
28 Ağustos 2020, 11:13
23 Temmuz 2020, 10:25
30 Haziran 2020, 13:22
17 Mart 2020, 12:14
06 Mart 2020, 17:00
05 Mart 2020, 15:07
28 Kasım 2019, 11:01
27 Kasım 2019, 17:00
07 Kasım 2019, 16:32
30 Ekim 2019, 15:35
29 Ekim 2019, 15:17
26 Eylül 2019, 18:21
25 Eylül 2019, 18:35
24 Eylül 2019, 18:09
28 Ağustos 2019, 17:43
27 Ağustos 2019, 14:18
21 Temmuz 2019, 15:47
16 Mayıs 2019, 18:45
22 Nisan 2019, 14:40
17 Mart 2019, 16:42
11 Mart 2019, 15:24
17 Şubat 2019, 18:42
24 Aralık 2018, 14:09
12 Aralık 2018, 04:49
11 Aralık 2018, 16:10
11 Aralık 2018, 16:10
11 Aralık 2018, 16:10